24 Mayıs 2012 Perşembe

Mevlanadan Özlü Sözler (1)

Şu üç şey hakkında dudağını kıpırdatma: Gittiğin
yol, paran, bir de mezhebin.
Çünkü bu üçünün de düşmanı çoktur. Düşman bildi
mi sana pusu kurar.
 
Ok gibi doğru ol da yaydan kurtul. Çünkü her
doğru okun, yaydan fırlayacağına şüphe yoktur.

Söz söylemek için önce dinlemek gerekir. Söze,
kulak verme yolundan gir.
Dinleme ihtiyacı olmaksızın anlaşılan söz, ancak
tamahsız ve ihtiyaçsız olan Allah’ın sözüdür.

Sel akmağa başlar başlamaz önünü kes, yolunu
bağla. Yoksa alemi perişan ve harap eder, her tarafı yıkar.
Fakat harap olmaktan niye gamlanayım? Harabenin
altında padişah hazinesi var!
Kimin namazında mihrab ve kıblesi Ayn (Allah’ın
zatı, cemali) olursa onun tekrar iman tarafına
gitmesini ayn ve kusur bil.

(Hak) Bu yolda yolun, tırmalan, son nefese kadar
bir an bile boş durma!
Olabilir ki son nefeste bir dem inayete erişirsin. O
inayet, seni sırdaş eder.
Dünyanın lütfetmesi ve yaltaklanması, hoş bir
lokma-dır, ama az ye. Çünkü ateşten bir lokmadır!
Ateş gizlidir, zevki meydanda. Dumanı sonunda
meydana çıkar.

Nefis, çok övülmesi yüzünden firavunlaştı. Alçak
gönüllü, hor, hakir ol; ululuk taslama!
Elinden geldikçe kul ol, sultan olma! Top gibi
zahmet çekici ol, çevgân olma!
Yoksa; senin bu letâfetin, bu güzelliğin kalmayınca
o, seninle düşüp kalkanlar, senden usanırlar.

“Zamanınızdaki günlerde Rabbinizin güzel
kokuları vardır. Kendinize gelin; o güzel kokuları
almaya çalışın.”
 
Sen mâdem ki zahiri önü, sonu düşünmektesin,
ancak ve ancak bu gam ve neşe alemindesin. Ey
hakikatte yok olan!. Yok olan; nerede ön, nerede son!
Yağmurlu gündür, gece çağına kadar yürü! Bu
yağmur bildiğimiz yağmur değil, Rahmet
yağmurlarından.
Eğer, “cüzü külle muttasıl”dır, ayrılmaz dersen
diken ye, gül isteme. Diken de gülden ayrılmaz.
“Cüzü külle” ancak bir yüzden bağlıdır. Yoksa
Hakk’ın peygamberleri göndermesi abes olurdu.


Sakın, endişelerden sakın! Fikir, aslan ve yaban
eşeğidir; gönüller de ormanlıklar.
Perhizler, ilaçların başıdır. Çünkü kaşınma
uyuzluğu artırır.
Perhiz, şüphe yok ki ilacın aslıdır. Düşüncelerden
perhiz et de can kuvvetini gör! 
Akıllı, o kişidir ki, çekinilen belada dostların
ölümünden ibret alır. 

Kendinize gelin. Allah’ın gayreti, pusudan çıkmayı
görsün: baş aşağı yerin dibine gidersiniz.

Vehmi, fikri, duyguyu, anlayışları sopa gibi çocuk
atı bil!
Gönül ehlinin ilimleri, kendilerini taşır. Ten ehlinin
ilimleriyse kendilerine yüktür.
Gönle uran, adamı gönül ehli yapan ilim, insana
fayda verir. Yalnız tene tesir eden, insana mal
olmayan ilim yükten ibarettir. 
 Hakikati olmayan bir adı hiç gördün mü? Yahut
‘Kâf’ ve ‘Lâm’ harflerinden gül topladın mı?
Mâdem ki, ismi okudun; var müsemmayı da ara.
Ayı gökte bil, derede değil!
Addan ve harften geçmek istersen hemencecik
kendini tamamıyla kendinden arıt (yok ol!)
Demir gibi demirlikten çık, renksiz bir hale gel.
Riyazatta tozsuz, passız bir ayna ol!
Kendini kendi vasıflarından arıt ki asıl kendi saf,
pak zatını göresin.
O vakit kitap, müzakereci ve üstat olmaksızın
gönlünde peygamberlerin ilimlerini görür
bulursun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder